Ö
İSİM | ANLAMI |
Ödül | Ok at; Oka ilişkin |
Öğün | Kendini yücelt. Zaman. Kez,defa. |
Öğüt | Tavsiye. |
Ömür | Yaşama süresi,hayat. |
Önay | Yeni çıkmış ay |
Öngül | Direnen,inatçı. Kılavuz. Öncü,teşvik eden. |
Örgün | Türlü ve düzenli parçalardan oluşan |
Övgü | Övme, övmek için söylenen söz |
Övgün | Övülmüş, övülen kişi |
Övünç | Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övünç, |
Öykü | Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay |
Özben | Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında |
Özde | Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan |
Özden | Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili |
Özen | Büyük hassasiyet göstermek |
Özge | Yabancı. İyi,güzel. Cana yakın,şakacı. Yürekli,gözü pek |
Özgen | Başına buyruk. Rahat. Özü geniş. Kuzu kulağı otunun filizi |
Özgül | Gerçek gül, benim gülüm anlamında |
Özgür | Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hür |
Özlem | Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret |
Özlen | Görme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler |
Öznil | Nil gibi verimli |
Öznur | Özü ışıklı,aydınlık |
Özsu | Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su |
Özün | Şiir. Hak edilmiş ün |